Barikat Lyrics

21 Temmuz 2007 Cumartesi


Sitenden Gelir Sağla!


F Tipi Dünya

Yüce yüce dağları kasıp kavuran sinsi rüzgardan daha tipi
İşte geldi barikat tan F tipi, F tipi
Parça parça hayatlar, asık nice suratlar. karanlıklar
İçinde paylaşılan yalnızlıklar. nefes almaya çalışır boy
Veren bu çiçekler. delinin tekinin attığı kuyuya bu taşları
Çıkarmaya çalışır dört bir yanımdakiler. didişip
Kapışarak. 'yok sizdendi bizdendi; yok benim dedemindi
Elindeki bu hırka'. anlamsız hayaller bu, anlamsız
İlişkiler. 'f tipi' bir dünya, hep içine debelendiğim. son
Nefesime kadar elim kolum bağlı benim. gözler tümden
Kapalı. kapılar kapalı bana; pencereler hep kapalı; tüm Sürgüler kapalı

Hayat A, B, C ne de E tipi; herkes olmuş aynı tip; işte 'f
Tipi'. haydi sen de gel de ol barikat gibi; kendin gibi
Düşünen gibi
Yalanlar savrulur burada, maskeler takılır. insanlar
Birbirlerini daha çok çok kandırır. kazılır kuyular
Gerçekler topraklara gömülür! sürülür bir bir kendi yolunu
Bu çizenler. sürüden kopup kendi olmak 'ölüm' demek. ölüm
Yalnızlık demek; yalnızlık 'f tipi' demek. oysa, karanlığa
Hep ışık tutan, aydınlatan, gökyüzünün yedi rengi dolaşır
Uzaklaşır hayaller hep; uzaklaşır yarınlar. geride kalan
Sadece benim gençlik yılarım
Ben uslanmaz aşkların, kavgaların adamıyım. barut kokusunda
Hep umudu ben aradım. sevdam için nice kirli topraklara
Batıp kalktım. ve ben ki tek yarınım; umudun kendisiyim
Düşmanımın mermisinde Adım kazılıdır benim! varsın üstüme
Gelsin bu zurnalarla kör gece. ateş bende, ateş binim
Direnen bu elimde. 'f tipi' bu dünyada ben ezilen, ben
Yalnız; ben düştükçe hep kalkan. işte yine buradayım. umudu
İşledim size. ve de geleceği yine: harf harf, kemime
Kelime; aynen kilim gibi; aynen kilim gibi; aynen kilim Gibi

Hayat acımasız olsa da; atsa da bir tokat; derdini bir
Kenara at; yaşamana bak. bak da gör gelecek neler
Getirecek. benim için gerçek olan senin içinde gerçek
Karanlık gecelere yazdım sözlerimi ışık olsun diye. çıktım
Yükseklere, tepelere menfeze. atladım en derine
Diplere. 'f tipi' bir dünyada insanların yüzüne düşen ifade
Gözlerimin içindeki endişe nereye kadar devam edecek bu
Böyle. bu ne ilk ne de son. işte geldi barikat her şeye son.


YOK YOK

Bırakıp elimden mikrofonu Gittim yirmimde askere İçimde
bin bir heves ve Şerefle ha ve son günlerimde kurdum
hayalini Döndüğümde geriye bir işe kapak atıp
çalışacak,
okuyup yazacak, gezip tozacak, Kültür-sanat,spor,sinema,
eğlence dolu dolu yaşayacaktım ben gençliğimi Ama
nerede? Nihayet 550 yedim seni En sonunda döndüm işte
ben Gençliğimden giden 1.5 yıl sonra Sağanak gibi güçlü,
okyanus gibi büyük Düşler ve hayallerle! Baktım, gördüm,
izledim; ülkem ne hale gelmiş Bizlere vaat edilenler
seraptan ibaretmiş Para uğruna hırsızlar kollanmış
Hortumcular halkın parasını emmiş; yemiş te gitmiş
İnsanlar bir dilim ekmeğe bile muhtaç düşmüş ha Çocuklar
ağlıyor ha, analar ağlıyor Hayaller yok olup kül olup
gidiyor Acılar tüm yurdu sarıp sarmalamış; kara bulutlar
çökmüş Haklı mı Haklı Halk ! Böyle giderse araba duvara
toslar, Hep birden biz batıp gideriz Yaş oldu 22!
Askerden geldiğimde bana değil sadece Düşlediği hayat
bütün gençlere kurşunu indirdi bam, bam Kara para; para, para,
para, para! Batsın bu para! Çalmak-çırpmak-kara toprağa gömülmek Yakışmaz hiç
kimseye,
hiç yakışmaz Hey siz 550 adam Vurunca ses vermeyen davul
mu Yoksa sifon sesi mi? Yaşam güzel bir tat Alamazsınız
bizden al size tokat! Para uğruna duymaz kulağınız halkın
sesini Parası olanın sesi işte sizin dilinizde? Ama
yürek
bu işte; bu yürek işte bizde Yıkıp sokacağım bir arı gibi
sizi ha İnanmaz kimse size kimse inanmaz Yalanların
tümüne karnımız tok Yok yok ha; af etmek hiç yok Çok şey
değil istenilen sadece Bu sadece temel yaşam hakkı
Kaybedeceğimiz hiç bir şey yok Sizin ise çok! Gün sizin
gününüz bugünüz Gün bugün batıyor; gün sizinle batıyor.
Yeni gelen gün güneşli bir gün Yaş oldu 22! Askerden
geldiğimde bana değil sadece Düşlediği hayat bütün
gençlere kurşunu indirdi Bam, bam! Kara para; para,
para, para, para! Batsın bu para!!!! YOK yok deme; çare çok
Var var; sen de bir bilene sor

Biri Turmuş Biri Pişirmiş Biri Yemiş


Çokça zaman geçti aradan Değişen bir şey yok; her şey
aynen
Biri tutmuş, biri pişirmiş, biri yemiş Bunu gören
insanlar 'hani bize' demiş Biri yitmiş geleceği görememiş
Kendini kahraman sanmış ateşe atmış Gelin görün, bakın kim
düşmüş bu bataklığa Farkında olmadan girersin bir çıkmaza
Seni bu bataklığa itenler kalleş bir maşa Sende onların
gözünde olacaksın bir maskot bir kukla Sana da verecekler
bol para bir de tabanca Kalleşi de var; suçlu belki de
masum inanlar Onları da vuracaksın gözünü kırpmadan teker
teker At gözlüğünü takmaya devam edip gölgesinde
kalleşlerin Bu yanlışlar yolunda kalıp yaşadıkça sen
Sonunda senide vuracaklar kendi silahınla sırtından
Bunları
böyle gördükçe içim parçalanır Ve dilime aynen şöyle bir
nakarat takılır Biri tutmuş, biri pişirmiş, biri yemiş
Bunu
gören insanlar 'hani bize' demiş
Biri mecbur kalmış suça ortaklık etmiş Nasıl bir amaca
hizmet ettiğini hiç bilememiş Dürüst ve namuslu yaşamak
varken Sırf parası ve zengin yaşama hevesiyle Ne hale
düştün bak görüyor musun haline Etmeseydin kara kirli
zebani tekliflerine Nerede o masumiyetli dürüst insan
Artık
vazgeçsen de var çıkmaz kirli bir damganSen sen ol,
onların
yalanlarına kanma Eğer kazanacağın beş kuruş ekmek parası
varsa Sende herkes gibi kazan alın terinle hakkınla Yoksa
sende gideceksin onlar gibi kuyuya
Biri hepsinin tepesinde bir kalleşmiş Köleleri boş
beyinler
emirler verirmiş 'Umurumda değil demiş hiçbir insan;
gözümde para' derler Yoksul aç ve masum insanlara gücü
yeter en iyiye Paraya kulluk eden sahte gücün temsilcisi
Sen paraya para demeden şan şöhret içinde yaşarken
Hakkıdır
hakı sömürdüğün insanların ahı Senide bir gün bulacak
meleklerin karası Huylu huyundan bu sözlerle vazgeçer mi
Elini vicdanına koyup da sözlerimi dinle Dinlemezsen
sonucunu, kararını ben bilemem Ama diyebilirim ki ya
parmaklık arkası, ya da cehennem Biri kazandığıyla kıtı
kıtına yaşamış Yine doğruluk ve dürüstlükten asla şaşmamış
Kurtlar sofrasında yiyecek ekmek bulamazken Bir dilim
ekmeğe bile göz dikenler varken Acımasız vicdansızlarla
savaşmış Çek çek elini çek; sende uzak dur bizden Yoksa
kara gölgem üzerinde biter aniden Hani sisler var ya
gökyüzünde her yerde İçimde dolan nefes o an ve her an
Duygularla savaşırım ben her zaman Yakındır iyi günler;
kötü günler elbet geçecek Bu işte burada asla bitmeyecek

HANİ NERDELER

Zaman bir nehirdir coşkuyla akıp giden; önüne kattığını
alıp götüren zaman mezara. Zaman; kasıp kavuran bu
acımasız
dünyada bugün varız, ama yarın yokuz, geri dön bak! Tarih
ayna gibidir; gün gibi ortada: tahtalı köylerden kesin
dönüş yok eve; geri dönüş yok! Son nefesten sonra
Aspendos'da biletler kesilip atılacak, perde inecek;
Zaman,
mekan bitecek; sonsuz karanlıkta yüzüne kapalı tüm kapılar
çarpar; başında gezer zebaniler, tepelemeden uyan artık
uyuma; bu kör uykudan uyan; Ahlayıp sızlanmak, lagaluga
yapmak çare getirmez sana; çare getirmez . Aç gözünü iyi
gör; acı gerçek doğanın kanunu bu: Bugün varız ama yarın
yokuz burada konuksun; beynin almadıysa bu da sana kanıt;
geride kalan küllerin sana kanıt Sonsuz hiç bir şey yok;
bu
oyun burada biter, küller yok olup gider! Hani neredeler?
Hayata sırt dönenler hani neredeler? Paraya tapanlar,
kasıp
kavuranlar hani neredeler? Söylesene bana şimdi hani
neredeler?
Hani neredeler Kazıklı Voyvodalar; Hitler, Stalin'ler hani
neredeler? Kuyucu, Franco'lar, Yavuz, Muaviye'ler? Dünyayı
ele geçirmeye çalışan bu solucanı bekler 3 kuruşluk
kefensiz kara toprak ha! Kimler geldi bu yoldan; kimler
gelip geçti! Daha sırada milyonlar; doğanın kanunu bu
doğar
büyür ölürüz Direnme boşuna; hiç aman dileme sakın; zaman
acımasızdır. Çığ gibi büyür gelir, büyür geliyor! Bangır
bangır geliyor; alıp gidiyor zaman; sonsuzluğa, karanlığa
seni gömecek zaman. Gözyaşın kandıramaz onu; kurnaz tilki;
yaşamın tek, tek galibi zaman dinlemez yarınını; itirazın
vız gelir, tırıs gider ona Fil dişi kuleler; tüm büyük
başlar bile boyun eğer zamana? Sultan Süleyman'ı düşün!
Şimdi yine söyle bana hani neredeler; ölüp öldürenler hani
neredeler? İnim inim inleten, kan kusturan yaşama, gözü
dönmüş katiller hani neredeler?
Kölesi olma pis hayalin, kara paranın. Köhnemiş geleneğin,
ucuz değerin peşinde koşup durma; sakın yatıp kalkma.
Boşuna tüketme nefesini, kendini; Kalmaz kimseye, sana,
bana, bu dünya. Sevgi her şeydir; yaşamı yaratan hep
dönüştüren yarına, karanlığı bile mum gibi delip geçen;
Çok
uzak, zor değil bu mutlu gelecek! Ama engel var; o duvarı
ören kaba saba yığınlar şiddete taparlar! Vur tekmeyi;
kişilik yoksunu piyonların tümüne! Bas tekmeyi; metalik
ruhlara meydan oku ha! Örnek olsun sana, Yunus, Bektaş'ı
Veli, Gandi, Buruno hep söylerler: 'Taraf olmayan bertaraf
olur' derler; yaşamdan taraf ol, sevgiye taraf ol; Kin
haset husumet seni güldürmez; nefretten nefret et! Dağıt
kara bulutları; ya şimdi ya hiç. Erteleme bugünü; ya şimdi
ya hiç. Cennet bu yeryüzüdür; zengin kutsal bir nimet
bekler seni beni. Al sunulan yaşam ateşini Prometheus'tan;
ya şimdi ya hiç; ya şimdi ya hiç; ya şimdi ya hiç!

Çal Çalkala

Martı Jonathan'ı bilir misiniz siz? / Hani şu bizim özgür
Martıyı / Yedi göğe çıkıp kanatlarını açan / Bırakan
kendini gökyüzüne Jonathan / Sürgüne mahkum sürü dışı
Jonathan / Bu şarkım sana; sana ithaf Jonathan
Hey sen! / Hemen pes edip de çekilme köşene / Bağır,
çağır;
yumruğunu kaldır / Kır zincirini, yık duvarını / Hey
sen! /
Durma yerinde; göster onlara / Göster, göster; göster
onlara / Göster, göster; aç göster onlara / Verme hakkını;
göster onlara / Duymayanda duysun bizi; hep birlikte! /
Zıpla / Bütün gençler buraya; hadi buraya / Hadi hadi
yanıma benim dünyamda / Atla zıpla çal çalkala işte yaşam
bu / Kıvır doya doya
Bak, iyi bak; gör şu çocuğu / Hem yalınayak; hem de
sokaklarda / Bak, iyi bak; gör şu ihtiyarı / Kırk yıl
çalıştı; ama hali ne acı / bak, iyi bak; gör şu genci /
Aslan gibi güçlü ve bir o kadar zeki / Umudu çalınmış;
sevinci alınmış / Kara kara kara kararmış gözleri /Kader
diyerek geçme sakın sende / Bak kaderi bu değil ki kabul
etsin / Boynu bükerek yoluna gitsin / Duymayanda duysun
bizi hep birlikte
Sen, sen, sen ve sen! / Bak; iyi bak şimdi kendine /
Açsaydın gözünü olmazdı bunlar / Çekilmezdi çileler;
yaşanmazdı acılar / Parlardı gözler gülerdi yüzler /
Sorunsuz dünya olmaz ki elbet / Ama yere değil gökyüzüne
övgü düzen / Bizden size bir dünya / Bir dünya ki
masmavi; / Gülen gençler ki tek düşümüz /b Duymayanda
duysun bizi; hep birlikte!
öntürk der ki yerinde sayma / Kara kara düşünüp de
üzüntüye
düşme / Geçen her boş gün kayıptır sana bana / Bak şu
yıldıza bir ışık veriyor sana / Dolu dolu yaşama ışık
veriyor bak / Gelecek bizimle; bizimle olanla / Doğruyu
yanlıştan ayıranla / Duymayanda duysun bizi; hep birlikte

DEMİR ÖKCE

Nutuk atarak cenneti vadeden sana politikacılar! Güzel gün
çığırtkanları bu oyunu satan sana. Bak nutuk çekiyorlar
işte yine sana. Em besilin çağrısı bu sözlerine
güvendiğin;
oyunlarına düşürmek tek amaçları seni beni onu bunu şunu
Kurban arıyorlar; dünden hazır uşaklar.Kurban alıyorlar;
işte seni beni! Başını ver, ama el verme kan emene; alet
olma Binlerce yıldır altın diye sundukları hiçbir sistem
mutluluk getirmedi sana; gözyaşıdır savaşlardan geri kalan
sana Yine çığlık dolu, dört bir yan bak! Bak; aç sefil bu
insanlar aldatılmış! Gözyaşı diz boyu; çığlıklar
yükseliyor
tufan sökecek; Dünya sonu geldi kaçamazsın; acı gerçekten
kaçamazsın.
İçgüdünü dinle oyunun dışına çık sen doğaya aitsin sen
doğaya, doğaya.
Bir virüs misali dünyayı kemiren; bile kendisinin kuyusunu
kazan yığınlar dolu aramızda gezen senin, benim, içimde.
Acı gerçek bu; acı gerçekten kaçamazsın: Gücü yeten yetene
dünya düzeni bu; gücü yeten yetene demir ökçe. Dünyayı
yöneten, seni beni köle eden demir ökçe! Para ve seraptır
uyuşturucuları yalan; Yalan üstüne kurulan dünyayı sarmış
dört bir yanı kan emen yarınlarını çalan. Şiddet ve
ahlaktır uyuşturucusu yalan; Bu yalan dünyaya destek
vereni
arama: Yanı başında el ele verdiklerin bile katil;
gülücükler dağıtan bile katil; hayvanları öldüren bile
katil; topu katil; katil!
Eski bu oyun bu oynadığın gerçekte; uykunda oynadığın; kör
gör! Üç maymun oyunu bu seni beni yaşatan!Sakın kanma:
umut
yalandır. Sakın inanma: yaşadığında kuyruklusu Acı
çektiren
yıkıntının içinde nice kurtaran geldi, el vermeden
sattığın. Beklediğin Mehti'de gelmeyecek bir daha. Kesin
saracak güneş, özgürce dört yanı; ama değiştiremezsin sen
de bu gerçeği. Gün doğmaz sana, bana; bil bunu artık.
Aptal
olma gör; yüzleş artık Jöntürk'le işte gerçek: Ruhunu
yitirmiş bu mekanik dünyada pisliğe doğduk biz, pislikte
öleceğiz biz Geriye, geriye ağlamak kalır sana bana düşen;
umut ölünce sana bana düşen, sana bana düşen

BARİKAT

Barikat’ta hakikat, nasihat / jet-jilet sözlerimle; mikrofonda Refleks / Etme pes; tez / sayfalarca dokümanı attım önüne / Karışmasın kafam; düşüncelerimle bize ters; sana ters / insanları hedef aldım sözlerimde / bir iki; bir iki derken işte buradayım; devam edecek buna inançlıyım / kitleleri sömüren bu tip insanlara; işte karşınızda dimdik, dimdik ayaktayım / hep, dedik; bağırdık, çağırdık, söyledik; anlamadın; hiç kafana takmadın / bos beyinler saman yer; sana söylediklerim acaba nereye gider!

Benim adim Yargı; Barikat’tan / Adam olana laf bir kez çıkar ağızdan / Haklinin hakkini almaya geldik / Ezeni ezmeye geldik / Piyasada sosyete, politika son nefeste / Bunların hepsini gel de engelle / milletvekilleri her zaman sıktı; halk bir koyun onlar kavaldı / Onun için Barikat; sonsuza itaat! / Nerede kaldı takat; nerede kaldı fakat / Devam ayni muhabbete, sohbete / Bakin görün simdi kanun nerede / Kanun mu dedin sen; nerede temel haklar / Çocuklar, gençler, engelliler ağlar / ihtiyarlar yalnız; sorunları ciddi / Bu olanlar hepimizin derdi / Ne çocuklar oluyor; ne çocuklar aç / Nefesleri kokmuş; yardim Barikat / Anlattım anlatacağım ben birebir / Mazlumların halini kimler bilebilir?

Barikata selam, Hiphop’a devam! / ‘Güm pat; güm güm pat’ diye atan tüm kalpler benim gibi candır / Yüzü sekli şemalı; boyu posu rengi; kız-erkek, büyük-küçük hiç fark etmez: tümü benim kardeşim, aydın kafanın tümü. / Al sana! / Ayrımcılığa karşı iste Barikat! / iste işte Barikat; iste Barikat’tan benim adim Jonturk / Siyah, beyaz, sari, melez hiç fark etmez / hepsinin kani kıpkırmızı / ister ate olsun, ister inanan; gay, lezbiyen, hetero; zayif, şişman, güzel, çirkin hiç fark etmez / insani insandan, hatta hayvandan bile / ustun tutarak hep, ayıran ve kayıran / rolleri yazan çizen; statü biçen / bu dünyaya sinir koyan / gerçekleri saptıran / kuyruğuna bastım gör ; kaçacak delik ara / Benim adim Jonturk; Barikat’tan / iste Barikat, / iste işte Barikat, iste Barikat; iste sana Barikat / iste Barikat!

Tamam, tamam, tamam; topu senden aldı / Hiphopla aklandım, allandım, pullandım; kelimelerle inandım hep kürsüden hitap edene / Karşı gelip bağıralım / Barikat’ı kuralım önlerine anlasınlar hakikati / Karsı koy sende; insansın / Susarak olmaz; okulla olmaz / Tepki ver, tepki göster / Tepki vermezsen üzerine gelirler / Ben Barikattan adım Pakten / Gerçekleri anladım; isterseniz sayayım: sevgiye aç kalbini; sev dünyayı / Koru doğayı kirletme ruhunu dünyayı kirlettiğin gibi / renkli çiçekler; yeşil ormanlar; artık yapraklar kitaplarda kaldılar / Yeşiller, geri gelecek dediniz / Suları haksızca kirlettiniz / Siz sadece sektörünüzü genişlettiniz / Gökyüzüne ne oldu; yağmurlar asit oldu / Dünya yanıyor, eriyor, bitiyor, tükenip gidiyor / Ben Barikattan adim Pakten / izin veremem; asla kandıramazsınız beni / Hey sen; saman kafalı adam! / Cehaletinle katlettin yeşilliği / iste Barikat; sana Barikat!

Barikat! Neye Barikat söyle? Kime Barikat; niçin Barikat? / iste Barikat!

Hiç yorum yok: